Kemal Kılıçdaroğlu Hatay’ı Ziyaret Etti.

CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün zelzele bölgesi Hatay‘ı ziyaret etti. Hataylı bir depremzede, Kılıçdaroğlu’na, “Çocuklarımız berbat durumda. Annemiz 95 yaşında. Bayan titriyor, ölüyor soğuktan. Çadırımız yok. Ne yapacağımız belirli değil. Kimse el uzatmıyor bize. Allah razı olsun, buraya geldiler, bir yemeğimiz oldu. Kimse bakmıyor. Yapacak bir şeyimiz yok. Bir siz varsınız. Ümitsizlik olsa kentimizi bırakırdık, bırakmadık. Şu an yıkık konutlarımızın yanında duruyoruz. Biz, kentimizi terk etmedik, terk etmeyeceğiz” dedi.

CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraşlı sarsıntıların büyük yıkıma ve can kaybına neden olduğu Hatay‘ın Defne ilçesinde, Kılıçdaroğlu Gönüllüleri Merkezi, Büyükçekmece Belediyesi Uyum Merkezi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bölgede kurmuş olduğu kamp alanını ziyaret etti ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Kılıçdaroğlu’na, Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş, Antalya Büyükşehir Belediye Lideri Muhittin Böcek, Aydın Büyükşehir Belediye Lideri Hasret Çerçioğlu, Hatay Büyükşehir Belediye Lideri Lütfü Savaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu eşlik etti.

Kemal Kılıçdaroğlu, Defne’de birinci olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ilişkin zelzele uyum merkezini ziyaret etti. Yetkililer, Kılıçdaroğlu’na, “Şu anda 95 arkadaşımız var lakin birinci 550 şahısla geldik” bilgisini verdi. Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş, “Bölgelerden gelenler de oldu. 300 kurye geldi, hiç kimseye söylemeden büsbütün istekli olarak. Yardımları muhtaçlık sahiplerine götürdüler” dedi.

“UYKU UYUMADAN, DİNLENMEDEN İŞE KOYULDUK”

Belediye yetkilisi, Kılıçdaroğlu’na, “Toplamda 12 saatlik bir seyahat yaptık. Sabah saat 5’te buraya indiğimizde kilometrelerce kuyruk vardı. Gerçekten içler acısı bir durum. Derhal, hiç uyku uyumadan, dinlenmeden işe koyulduk, kime nasıl yararlı olabiliriz diye. Zati daha evvel gelen itfaiye gruplarımız, kriz masası niteliğinde ihbarlar almışlar. Bizi oralara yönlendirdiler. O gün bu gündür çalışmalarımız devam ediyor. Arkadaşlarımız sirkülasyon halinde değişiyor, yormuyoruz arkadaşlarımızı. Ankara’dan diğer bir takım geliyor, yenisi ile tazeliyoruz. Sağ olsun Gümrük Müdürlüğü’nden rica ettik, burayı bulabildik. Birinci evvel alt taraftaki çadırı bulduk, orası özel bir mülkiyetin TIR parkıydı. Biz, buradan ne talep ettiysek çok süratli bir formda TIR çıktı. Kervan yolda düzülür misali bu hale geldik. Çalışmalarımız hala daha devam ediyor” bilgisini verdi.

KILIÇDAROĞLU: TÜRKİYE SİZE ŞÜKRAN DUYUYOR

Mansur Yavaş, “Kahramanmaraş’ta kaçak suların tespiti yapılıyor. Enkaza suyun girmemesi gerekiyor, bu sefer de sudan ötürü acil durumlar oluşuyor” dedi. Kılıçdaroğlu ise “Gerçekten de büyük hizmetler yaptınız. Türkiye size şükran duyuyor. Biz gelsek buraya enkazı kaldırmak ya da bir kaçak suyu önlemek için onu beceremeyiz fakat onun uzmanı olan sizlersiniz. Bu bahiste ihtisas yaptınız. Tecrübe kazandınız. Hasebiyle hem meseleye yaklaşmak hem de sorunu çözmek üzere bir kapasiteniz var. Teşekkür ederiz sizlere” diye konuştu.

“17 GÜN GEÇMİŞ, 17 GÜN SONRA HALA VATANDAŞ ÇADIR İSTİYOR VE BİZ ONLARIN ÇADIR MUHTAÇLIĞINI KARŞILAYAMIYORUZ”

Bir diğer belediye yetkilisi ise Kılıçdaroğlu’na, “Çok acıklı, çok duygusal sahneler yaşıyoruz. Yardım ulaştırdığımız halkımız da bizi alandaki çalışmalarımızdan ötürü elinden geldiğince, bir zeytin olur, bir yağ olur, bize bir şey ikram etmeye çalışıyorlar. Bizi çok duygulandırıyor. Elimizde kalan son bir ısıtıcı vardı, küçük bir yavrumuzun çadırına götürdük, geri geldi. ‘Ne oldu yavrum’ dedim; çocuk, ‘Babam elektrikçi, bunun elektriği 2 bin vatmış. Buranın elektriğine ziyan verir, kullanmayalım’ diye geri getirdi. Çok şanlı istekli bir halkımız var. Çok gereksinimleri var, çok ulaşılamamış yerler var. İstemeye alışık olmayan beşerler var, güç bir süreç” dedi. Öteki bir yetkili ise “Özellikle ikinci zelzeleden sonra çadır gereksinimi doğdu” diye konuştu. Kılıçdaroğlu ise “Çadır badiresi var maalesef. Çadır, Türkiye’nin her tarafında sorun. Söyledik, bir davet yaptık, ‘Kimin elinde fazla çadır varsa haber versin, fiyatı da değerli değil, gelip alacağız, göndereceğiz diye. Ancak maalesef yeteri kadar çadır bulamıyoruz. Var olan üretim merkezleri de AFAD’a çalışıyorlar. Çalışsınlar, biz çalışmasınlar demiyoruz. Çalışsınlar lakin bir an evvel çadırı vatandaşa ulaştıralım. Burada en büyük sorun; olağanda bu cins kuruluşların elinde yeteri kadar çadır stoğunun olması lazım. Her an bir sarsıntı olabilir, birinci ulaştırılacak şey çadırdır. İnsanların barınabileceği, kalabileceği bir yer. Stok yeteri kadar olmadığı için böylesi acı bir tablo ile karşılaştık. Hala daha çadır arıyoruz. 21’inci yüzyılın Türkiye’sinde 17 gün geçmiş, 17 gün sonra hala vatandaş çadır istiyor ve biz onların çadır muhtaçlığını karşılayamıyoruz. Bu türlü bir acı tablo ile karşı karşıyayız” cevabını verdi.

Kılıçdaroğlu, ayrıyeten, “Bu ülkenin insanları hakikaten yardımseverdir. Koşturur, birbirine yardım eder. Bizim hoş bir atasözümüz var, ‘komşu komşunun külüne muhtaç’ diye. Birebir hisle hepimiz hareket ettiğimiz vakit çözemeyeceğimiz sorun yok” dedi.

DEPREMZEDE: AFAD’IN BİZE YAPTIĞI ZULÜM

Bir depremzede ise Kılıçdaroğlu’na, “15-16 gündür elimizde imkan olmasına karşın AFAD’ın bize yaptığı zulüm. Elimizde çadır olmasına karşın biz kendi imkanlarımız ile bir yerlere getirmeye çalıştık. Kendi imkanlarımız ile barakalarımızı kurduk, yerleştik. Elimizde imkan var, çadır da var, bunu halka neden veremiyoruz? Burada uyumda mı düşünce var, planlarda mı ıstırap var? Niçin bu türlü? Dünya kadar yardım toplandı, bu yardımların halka nasıl ulaşacağını, bunun takibini yapabilecek misiniz? Bize ulaşabilecek mi? Meskeni yıkılan, hasar görenlere bir halde nasıl ulaşacak, takibini kim yapacak” diye konuştu. Kılıçdaroğlu da “Bunun takibini yapacağız. Siz vatandaş olarak yapacaksınız, biz de yapacağız. Toplanan paraların nereye harcandığı, hangi yatırımlar için harcandığını bir biçimde takip edeceğiz. Bir yerde yanlışlık olursa kamuoyuna açıklayacağız. Şundan emin olmanızı isterim; Türkiye, bu sorunu çözmek için kilitlenmiş vaziyette. Var problemler biliyorum” dedi.

Depremzede ise “Enkazın altında millete daha erken müdahale edilseydi canımız bu kadar yanmayacaktı. Bu kadar vefat olmayacaktı. Zati bağlantı külfetimiz vardı, yeni çözülmeye başlandı. Sesimizi daha yakın iletmiş olsaydık bu kadar mevt olmazdı” diye konuştu.

DEPREMZEDE: BİZ, GEREKEN DAYANAĞI ALAMIYORUZ. DEVLET BURADA GEREKEN TEDBİRİ ALIYOR MU

Depremzede yurttaş, sesinin geç duyulduğunu belirterek hasarlı konutlar için hasarsız raporu söyledi. Kılıçdaroğlu ise “Bu işin uzmanları gelecek, oradan gerekirse numune alacak. Konutların kalınlığına bakacak, binanın yüksekliğine bakacak. Bu işin uzmanları yapacaklar bunu. Zati büyükşehir belediyesi de bunun takipçisi olacak. Sonuçta bu kentte hiçbir binanın yıkılmasını, enkaz altında bir kişinin kalmasını asla istemeyiz. O nedenle her şeyden ders çıkarmamız gerekiyor” karşılığını verdi. Depremzede ise “Çıkartamıyoruz liderim. 1999’da tıpkı şey oldu, artık Elazığ geldi. Biz akıllanamıyoruz. Biz, gereken dayanağı alamıyoruz. Devlet burada gereken tedbiri alıyor mu? Eza devlette mi? Yapı kontrolde mi meşakkat? Burada bir aksaklık oluyor” dedi.

KILIÇDAROĞLU: DEVLET NEFES ALAMAZSA, KURUMLARI HAREKETE GEÇİREMEZSE İŞTE BU TIP FELAKETLERLE KARŞI KARŞIYA KALIYORUZ

Kılıçdaroğlu, depremzedenin bu kelamlarına karşılık, “Bunu da savcılar ortaya çıkaracak. Savcılara davet yaptık. Dedik ki ‘Bakın, bu işte kimin ihmali, sorumluluğu varsa gereğini yapın’. Devletin kurumlarını harekete geçirmemiz lazım. Devlet nefes alamazsa, kurumları harekete geçiremezse işte bu çeşit felaketlerle karşı karşıya kalıyoruz. Devletin nefes alması lazım. Devletin, bütün organlarının, kurumlarının, maddelerle kendisine verilmiş vazifeleri yapması lazım. Burası zelzele bölgesiyse burada yapılacak binaların zelzeleye sağlam olması lazım. Bütün bunların araştırılması lazım. Kimin kusuru, yanlışı varsa bir halde ortaya çıkarılması lazım” diye konuştu. Hataylı depremzede ise “Hatay tekrar inşa ediliyor. Hatay’ın kültürel mirasını koruyacak halde mi yapı planı çıkarılacak? Hiç olmazsa yapılırken tarihe özenerek, kendi kültürümüze sahip çıkarak yapılmasını sizden arz ederim” diye karşılık verdi:

İTFAİYE ERİ: ŞU ANDA YALNIZCA TEHLİKELİ NOKTALARDA ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRİYORUZ. MİSYONUMUZUN BAŞINDAYIZ

ABB İtfaiye Dairesi Başkanlığı çalışanı ise Kılıçdaroğlu’na, “Depremin meydana geldiği günden itibaren bölgeye süratli bir biçimde intikalimiz gerçekleştirdik. İtfaiye arama-kurtarma gruplarımızla, aşevimizle, arama-kurtarma köpeklerimizle çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Şu anda bildiğiniz üzere arama-kurtarma faaliyetlerimiz sona erdi. Emir-talimat doğrultusunda şu an enkaz çalışmaları başlatıldı. Biz de en son enkaz çalışması sırasında burada 6.4 şiddetindeki sarsıntıya maruz kaldık. Şu anda yalnızca tehlikeli noktalarda çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Vazifemizin başındayız, çalışmaya devam ediyoruz. Allah devletimizi, milletimizi bu türlü bir biçimde tekrar sınamasın” dedi. Kılıçdaroğlu da itfaiye erlerine teşekkür etti.

DEPREMZEDE: ÇOCUKLARIMIZ BERBAT DURUMDA. ANNEMİZ 95 YAŞINDA. BAYAN TİTRİYOR, ÖLÜYOR SOĞUKTAN. ÇADIRIMIZ YOK

Başka bir depremzede yurttaş ise Kılıçdaroğlu’na, “Çocuklarımız berbat durumda. Annemiz 95 yaşında. Bayan titriyor, ölüyor soğuktan. Çadırımız yok. Ne yapacağımız aşikâr değil. Kimse el uzatmıyor bize. Allah razı olsun, buraya geldiler, bir yemeğimiz oldu. Kimse bakmıyor. Yapacak bir şeyimiz yok. Bir siz varsınız. Ümitsizlik olsa kentimizi bırakırdık, bırakmadık. Şu an yıkık konutlarımızın yanında duruyoruz. Biz, kentimizi terk etmedik, terk etmeyeceğiz. Lakin yaşamakta zorlanıyoruz. Söyleyecek kelam kalmadı artık” diye sıkıntı yandı. Kılıçdaroğlu ise depremzedeye, “Tek isteğim, ümitsizliğe kapılmayın. Sorunu çözmek zorunda kalacaklar zaten” diye karşılık verdi.

Bir öteki depremzede yurttaş da Kılıçdaroğlu’na, “Ölümden döndük. 5 çocukla çıktık. Çok şükür, Lütfü Başkan’ım numaramızı aldı. Mehmet vekilim de numaramızı aldı. Bir çadır istiyorum, yalnızca bir çadır. Öbür bir şey istemiyorum. Para istemiyorum, yemek istemiyorum. Bir tane çadır. Şayet benim kardeşlerim yurt dışından iki günde geliyorsa, devletimiz gelemiyorsa yazıklar olsun. Bir çadır istiyorum. 15 gündür biz yıkanmadık. Burayı da bırakıp gidemeyiz. Her şey hoş olacak, eminiz” dedi.

DEPREMZEDE: HERKES HATAY’I YAZGISINA BIRAKTI

Su problemi olduğunu söz eden diğer bir başka depremzede ise Kılıçdaroğlu’na, “Tek kurtuluşumuz sizsiniz, artık kâfi. Bıktık, artık nefes alamıyoruz. Bizi ayakta tutan bir Antalya kaldı, herkes Hatay’ı bahtına bıraktı” diye keder yandı. Bir öbür Hataylı depremzede de “Antakya’da depremzede olarak elimizden geleni yapıyoruz. Beş gün Mozaik Hastanesi’nde gece gündüz bütün arkadaşlarımıza yardımcı olduk. Desteklerinizi bekliyoruz. Herkes çok mağdur. Herkes çok çaresiz ve bitkin. Lütfen desteklerinizi ihmal etmeyin. Hepimiz insanız. Dayanışma içerisinde daima birlikte ayağa kalkacağız. Hoş Antakya’mızı tekrar kalkındıracağız” diye sıkıntı yandı.