Hatay Erzin’de can kaybı var mı? Erzin sarsıntıdan etkilendi mi? Erzin’de can kaybı yok mu?

17 Ağustos 1999 Gölcük zelzelesinde Kocaeli’nin Dilovası ilçesinin “Tavşancıl” mahallesi “kimsenin burnunun kanamadığı” tek bir binanın yıkılmadığı kent olarak tarihe geçmişti. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli zelzelede ise Hatay‘ın Erzin ilçesinde birtakım binalar hasar alsa da can kaybı olmadı. Pekala, Hatay Erzin’de can kaybı var mı? Erzin zelzeleden etkilendi mi? Erzin’de can kaybı yok mu? İşte ayrıntılar haberimizde…

HATAY ERZİN’DE CAN KAYBI VAR MI?

10 ilin etkilendiği Kahramanmaraş merkezli zelzelede Erzin’de tek bir binanın yıkılmadığı üzere can kaybı da yaşanmadı.

ERZİN’DE ZELZELE OLDU MU? ERZİN SARSINTIDAN ETKİLENDİ Mİ?

Erzin Belediye Lideri Ökkeş Elmasoğlu müstakil meskende oturmasına karşın çok şiddetli sarsıldıklarını lisana getirdi.

7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki zelzelelerde tek binanın yıkılmadığı, can kaybının olmadığı Hatay Erzin’in CHP’li Belediye Lideri Ökkeş Elmasoğlu, TV5 televizyonunun yayınına katılarak bu süreçte yaşadıklarını şöyle anlattı:

“ÇOK ŞİDDETLİ SARSILDIK”

“Erzin’imiz Osmaniye’nin 15-20, Hatay’ın da 110 kilometre uzağında. Buna karşın çok şükür Erzin’imizde sarsıntının kendisinden kaynaklanan bir can kaybımız olmadı, yaralımız da olmadı, bir enkazımız da olmadı.

İlçemiz ismine seviniyoruz. Lakin doğal ki sevincimiz yarım kaldı bütün bu vefatlar nedeniyle, biz nitekim biz de bazen şaşırdık o gün bu kadar sarsıntı yaşadık yani anlatılmaz yaşanır. Ben de tek katlı müstakil bir meskende oturuyorum. Çok şiddetli sarsıldık ve çabucak çocuklarımızla birlikte kapıya koştuk, sıkıntı hareket ediyorduk. Bitmesini bekledik lakin bitmek bilmedi. Bir dakikanın üzerinde bir sarsıntıyla biraz hafifleyince apar topar çabucak alabileceğimiz eşyaları alır almaz çıktık meskenden.

Sakinledikten sonra da çabucak belediyedeki arkadaşlarımızı arayıp ilçeyi çabucak dolaşmaya başladık. Erzin’imizde rastgele bir yıkıntı olmadığını anladık alışılmış o aşikâr bir süreç aldı.”

“KIZANLAR OLDU”

Birincisi kendi adıma, benim dönemimle ilgili söyleyeyim; Rastgele bir halde kaçak yapıya müsaade etmedim. Bazen de kızdılar bir belediye lideri olarak bana ‘Senden öbür memlekette hakikat adam yok mu’ dediler. Hatta biri, üç ay geçmişti seçildikten sonra, uzaktan da bir akrabamız gelir dedi ‘Bize ceza yazılmış, kaçak inşaattan…’ Ben de ‘Yapabileceğim bir şey yok’ dediğim vakit ‘Türkiye’nin tek doğrusu sen misin?’ dediler. Bu sözleri kulağımla duydum.”

“VİCDANIM RAHAT”

“Kendi adıma çok vicdanım rahat, hiçbir halde kaçak inşaata müsaade vermedik. Natürel buna müsaade vermezseniz de bir yolunu bulup bir halde kaçak inşaatı yapan var. Kaçak inşaattan ceza yazdığımız kesitler var. Kaçak yapılaşmanın önünü yüzde yüz kesemezseniz de aşikâr bir etapta kesebiliyorsunuz. En azından kendi adıma bir sorumluluk duymuyorum.

Benim buna müsamaha göstermem mümkün değil. Şayet bu türlü bir şey de olursa ben bunun gereğini yapar diye çok açık yüreklilikle söylüyor ve siyaseti buna karıştırmamaya çalışıyorum. Beşerler da birçok bireyle de makus olduk bu nedenle.

“BENİM BİNAYI YAPTIRMADIN”

Depremden üç beş gün evvel bir vatandaşımız selam verdi. Biliyorum biraz külfetli olduğunu. ‘Hayırdır, bir şey mi var?’ dedim. ‘Sen biliyorsun, benim binayı yaptırmadın’ dedi. Diğer yerlerde yapıldı şudur budur… ‘Ben kimseye müsaade vermedim’ dedim bu mevzuda. Varsa da biz cezasını yazdık, gerekeni yaptık diye beşerler bu formda alışmışlardı, yani ben onlara da bir şey diyemiyorum.