Erkan Baş: Zan ‘Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir’ üzere sözleri arkadaşlarımıza söyledi

Türkiye Personel Partisi Genel Lideri Erkan Baş, ses kayıtları, 3 milyon dolar pazarlığı derken Hatay‘dan adaylığı geri çekilen Gökhan Zan konusunda birinci sefer konuştu. Baş, “‘Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir’ üzere sözleri arkadaşlarımıza söyledi. Bundan sonrası bizim sorumluluğumuz değil, mahkemeler karar verecek” sözlerini kullandı.

“TEMİZ SİYASET EN HASSAS OLDUĞUMUZ MEVZULARDAN BİR TANESİ”

TİP Genel Lideri Erkan Baş’ın T24’ten Murat Sabuncu’ya yaptığı açıklamalardan satır başları şu biçimde; “Çeşitli savlar; ses kayıtları falan konuşulmaya başlanınca Hatay örgütümüz Genel Merkezimize iletti bunları. Biz bunu direkt muhatabıyla konuştuk. Arkadaşlarımız orada bir kıymetlendirme yapmak için bilgi almak istediler. Bir kısmı için ‘montaj’ dendi. Bir kısmı için ‘Ben görüşmeyi yaptım lakin içeriği şuydu’ dendi. Açıkçası hakikaten şu basamakta da ‘Şöyle bir cürüm var’ diyemiyorum ancak bizim açımızdan şeffaflık ve pak siyaset bütün Türkiye’de en hassas olduğumuz noktalardan bir tanesi. İlkesel bir duruşumuz var ve bizim bilmediğimiz bir münasebetin kurulmuş olması da bu kararı almamız için kâfi.

“İLKELİ BİR DURUŞ SERGİLEMEK GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNDÜK”

O yüzden, bu kadar ‘temiz siyaset, şeffaflık’ derken rastgele bir kirli ilginin gölgesinin bile Türkiye Personel Partisi’nin üstüne düşmesi; hele Hatay üzere halkın hala pak suya muhtaç olduğu bir yerde bu türlü bir tartışmanın modülü olması bizim açımızdan kabul edilebilir bir şey değildi. Prensipli bir duruş sergilemek gerektiğini düşündük. Çıktık, durumu açıkça yurttaşlarımızla paylaştık. Bizim açımızdan durum budur. Bundan sonrası hakikaten bizim sorumluluğumuz değil, mahkemeler karar verecek.

“GÖKHAN ZAN KUMPAS DİYORSA İSPATLAMAK ZORUNDA”

Bundan sonra Gökhan Zan kendisine kumpas kurulduğunu argüman ediyorsa bunu ispatlayacak. Diğer bir şey varsa bu açığa çıkacak. Tahminen öbür partiler, öteki beşerler için bunlar çok olağan şeyler olabilir fakat bizim kabul edebileceğimiz şeyler değil. Bunu da yurttaşlarımızla açıklıkla paylaşmayı bir sorumluluk olarak gördük. Şunu yapabilirdik; “görmezlikten, duymazlıktan” gelebilirdik. Tahminen o şantajlar muvaffakiyete ulaşırdı ve örneğin bunlar hiç yayımlanmayabilirdi, konuşulmayabilirdi lakin biz bunu kendimize yakıştıramadık.

“DEEP FAKE UYGULAMASIYLA YAPILDIĞINI SÖYLÜYOR”

Parti Meclisi üyelerimiz başından beri oradalar. Arkadaşlarımız yaptığı görüşmelerden edindikleri izlenimi bizimle paylaştılar. Sonunda bir Parti Meclisi toplantısında durumu bütün şeffaflığıyla arkadaşlarımızla paylaştık ve en doğrusunun bu olduğuna kanaat ettik. Teknik detayına çok vakıf değilim. Bu kriminal inceleme sonucunda ortaya çıkacak lakin ‘deep fake’ dedikleri bir uygulamayla yapıldığını söylüyor ancak kimi konuşmalarda da “Ben bu seçimi kazanamazsam da kendi geleceğimi düşünmem gerekir” üzere birtakım sözleri de bizim arkadaşlarımıza söylüyor.

“BU KİRLİ SİYASET ALANINDA SAKLI KAPAKLI YÜRÜMEMEK GEREKİR”

Burada birincisi seçimi kazanamamak durumu; bizim açımızdan buna nazaran bir plan yapılması zati kabul edilebilir bir şey değil. İkincisi siyasi gayret sırasında beşerler birtakım fedakarlıklarda bulunabilir, buna cüret ederek siyasete girilir zati. Bir tutum alıyorsanız bunun hepimiz açısından aşikâr bedelleri var ve bunu göze almak gerekir. Yani yanda bir ferdî ajanda tutmak hakikat bir şey değil. Bakın çok açık söyleyeceğim, burada iki taraf açısından da; yani AK Parti açısından da Lütfü Savaş cephesi açısından da her cins müdahalede bulunulabilecek bir periyotta yapabileceğiniz tek şey vardır: Kendi kararlarınızı kendiniz alırsınız. Yurttaşla şeffaf biçimde bunları paylaşarak yol yürürsünüz. Yapılabilecek öteki bir şey yok. Bu kirli siyaset alanında bilinmeyen kapaklı yürümemek gerekir.”