Depremzede çift, aşklarının başladığı çadır kentte evlendi

Depremin vurduğu Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde yaşayan Emrah Kozkıran ve Sabah Ekhel, aşklarının başladığı çadır kentte düzenlenen düğün ile hayatlarını birleştirdi. Genç çiftin yuvalarıysa, 7 kişilik Kozkıran ailesinin çadırı oldu.

6 Şubat tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli sarsıntılarda 11 vilayet içinde en büyük yıkım Hatay’da meydana geldi. Yerleşim alanlarının harabe haline döndüğü Kırıkhan ilçesinde vatandaşlar yaşanan aksiliklere karşın hayatlarını sürdürmeye devam ediyor. Zelzelenin birinci gününden itibaren Kırıkhan mesire alanı içerisinde bulunan çadır kentte yaşamaya başlayan 22 yaşındaki Emrah Kozkıran ve birebir yaştaki Sabah Ekhel’in yollarıysa bu çadır kentte kesişti. Genç çift, yaklaşık 4 ay süren birbirini tanıma sürecinin akabinde tüm aksiliklere karşın başlayan aşklarını ailelerinin dayanaklarıyla çadır kentte düzenlenen düğün ile birleştirdi. Genç çiftin yeni yuvalarıysa, Kozkıran ailesinin çadırı oldu. Yeni gelin Sabah, eşiyle balayına çıkarak memnun olmanın hayalini kuruyor.

“Gelin ve damat bizimle birlikte çadırda kalıyorlar”

Damadın annesi Esin Kozkıran, genç çiftin kendileriyle birlikte çadırda yaşadıklarını söz ederek, “4 çocuğum var, Emrah ile gelinim çadır kentte tanıştılar. Burada birbirlerini sevdiler ve isteme oldu. İki aile de çadırda olduğu için bir gün gittik tatlılarını yedik, bir gün ortayla kendilerine düğün yaptık. Fakat yapacak hiçbir şeyimiz yok. Olağan hayatımız olsaydı, daha bir öteki olurdu. Hiç yoktan bir şeyler yapmaya çalıştık. O yüzden bu türlü devam ediyoruz. Çadır kentte düğünümüz oldu dün akşam. Gelin ve damat bizimle birlikte çadırda kalıyorlar. Kalacak yerimiz yok. Kiracıydık, mesken sahibi meskenden çıkarttı. O yüzden yapacak bir şey yok, en azından genç çiftimize 1 konteyner yardımı yapsalar keyifli oluruz. Biz istemiyoruz, biz tekrar çadırda kalalım. 2 çocuğuma istiyorum” dedi.

Aşkları çadır kentte başladı

Çadır kentte başlayan aşklarını zorluklarla sürdürdüklerini söz eden Emrah Kozkıran, düğün sonrası birebir çadırda 7 kişi yaşamaya başladıklarını belirtti. Damat Kozkıran, “Depremin birinci günlerinde olağan bir halde oturuyorduk. Kendisi arkadaşlarıyla birlikte buradan geçti, hoştu ve hoşuma gitti. Beğendim, ortaya aile büyüklerimizi soktuk. Birinci başta biraz zorluk yaşadık, sonradan kabul ettiler. Bizim keyifli olmamıza müsaade verdiler fakat bu türlü bir yerde nasıl memnun olacağımızı bilmiyoruz ve şu an çadırda yaşıyoruz. Sonra evlenmeye karar verdik, şu an düzgün gidiyor. Sarsıntı sonrası bu süreçler çok zordu, oturacak bir kafe ve kalacak bir yerimiz bile yoktu. Her şey bitmiş bir haldeydi, çaresizdik. Kendi uğraşımızla elimizden ne geliyorsa onları yapmaya çalıştık. Çadır kentte isteme yaptık evvel akabinde nişan yaptık. Dün de çadır kentte düğünümüzü yaptık. Şu anda ailemle birlikte çadırda kalıyoruz. Benim ailem aslında 6 kişi, eşimle bir arada 7 kişi olduk. Öteki kalacak yerimiz yok. Çadırda kalıyoruz. Çok isterdik, dayalı döşeli bir konutumuz olmasını, bu türlü olaylar olmasa elimizden geldiği kadar olurdu” halinde konuştu.

“O keyifli olsun ben keyifli olmasam da olur”

Sevdiği bayanla hayatını birleştirmenin kendisini güçlü kıldığını ve eşinin mutluluğunun kendisi için kıymetli olduğunu söyleyen Kozkıran, “Çok hayal kurduk, ancak elimizden gelen bir şey yok. Düşündüğümüz şeyler hayalde kaldı. Düzeldiğimizde bir şeyler yapmak istiyoruz. Gözümüzde kalmasın diye bir şeyler yapmayı düşünüyoruz. Balayı teklifi gelirse bizi keyifli etmiş olurlar, eşim de ben de seviniriz. Eşimin de gözünde kalmamış olur. Benim için kıymetli olan eşimin memnunluğu. O memnun olsun ben memnun olmasam da olur. Bana en azından kalacak bir yer olsun kâfi, konteyner olsa daha yeterli olur. Konutta ister istemez bir endişeyle yaşıyoruz. Bu türlü bir hayal olmaz, aklıma bile gelmezdi. Tekrar de şükürler olsun sevdiğim yanımda. Ne olursa olsun zorlukları aşmaya çalışıyoruz” tabirlerini kullandı.

“Bir meskenim olsun isterdim”

Eşinin ailesiyle birlikte çadırda yaşamaya başladıklarını ve mesken olarak nitelendirdiği konteynerlerinin olmasını istediğini lisana getiren gelin Sabah Ekhel de, “Şu an çadırda yaşıyorum, ne yapalım. Mesken yok, bir şey yok. Bir konutum olsun isterdim. Biz eşimin ailesiyle daima birlikte burada oturuyoruz” biçiminde konuştu.

Genç çiftin düğününde takviye emeliyle fiyatsız olarak çekim yapan fotoğrafçı Ferdi Dönderen ise, “Normalde salonlarda, açık alanlarda düğün çekiyorduk. Alışık olmadığımız, değişik bir düğün yaşadık. Bu da enteresan. Hem bizim için hem de çiftimiz için” diye konuştu. – HATAY