Cumhurbaşkanı Erdoğan: Necip Fazıl’ın da hayalini hayata geçiriyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’nde Necip Fazıl Mükafatları programına katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada “Birileri yaydıkları karamsarlık havasıyla ülkemizin üzerini tekrar emperyalist emellere hizmet eden kül katmanıyla örtmek isteseler de başaramayacaklar.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şu biçimde:

“Asırlar boyunca üstadın ateşini yaktığı meşalenin ışığı yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir”

“Rüzgarı diğer yerden alarak iyilere bakmayın. Hiçbiri zalim karşısında konuşamaz, zulüm karşısında direnemez.

Milletler dirayetli başkanlar ve üretken ilim kültür, sanat beşerlerine sahip hayli yükselir. Bunları kaybettikçe de geriler. Kimi devirlerde üzeri küllense de bu vasıfları bünyesinde barındıran bir millet önünde sonunda o beklenen şahlanışı gerçekleştirir.

Üstad bu küllerin en ağır biçimde üzerimize çöktüğü devirde, milletimizin üzerindeki közü yapıtlarıyla canlı tutarak, harlayarak bugün yaşadığımız büyük atılıma taban hazırlamıştır. İnşallah bu mirası hem sahiplenecek hem zenginleştirecek yolda giderek süratli bir formda ilerliyoruz.

İnşallah asırlar boyunca üstadın ateşini yaktığı meşalenin ışığı yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. Bugün burada ülkemizin ilim, sanat ve kültür hayatına istikamet veren yapıtlarıyla ruhumuza dokunan siz değerli dostlarımla bir kere daha buluşmanın bahtiyarlığı içindeyim.

“Bu yıl birinci eser alanında iki genç kardeşimiz mükafata layık görüldü”

9. Necip Fazıl Ödülleri’nin edebiyat ve fikir dünyamız için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu yıl kıssa ve roman mükafatını Ayşegül Genç hanımefendiye takdim edeceğiz. Yapıtlarında mutlak hoş, mutlak hakikat arayışını baş köşeye oturtan kardteşimizi tebrik ediyorum. Mustafa Özel hocamızı iktisat ilmine karşı ilgi ve sevgi uyandıran yazılarıyla yakından takip ediyoruz.

Onun yapıtlarından ve sohbetlerinden aldığı cüretle girişimcilik yoluna giren, ilerleyen müteşebbislerimiz üretim, istihdam ve ihracat destanları yazıyor. Hocamızın çok istikametli araştırmacı kimliği, roman lisanıyla siyaset, iktisat, iş hayatı başlıklarıyla verdiği yapıtlarıyla kendini bir sefer daha gösterdi. Bu yılki fikir araştırma mükafatını takdim edeceğimiz Mustafa Özel hocamızı tebrik ediyorum.

Her yıl verdiğimiz birinci eser ödülleriyle genç kardeşlerimizi cesaretlendiriyor, teşvik ediyoruz. Bu yıl birinci eser alanında iki genç kardeşimiz mükafata layık görüldü. Okuyucularıyla, Düşünsene Hızır Bendim yapıtıyla buluşan Elif Genç, Demirin Demiri Kesme Sesi ile Can Acer kardeşlerimi de tıpkı formda tebrik ediyorum. Bu iki genç yetenekten inşallah değerli, yetenekli eserler bekliyoruz. Durmak yok, yola devam.

Necip Fazıl Milletlerarası Kültür Sanat Ödülü’nü, Azerbaycanlı kardeşimiz Elçin İlyasoğlu Efendiyev’e veriyoruz. Türkiye-Azerbaycan dostluğunun samimiyeti, dayanışması, hasbiliği ile dünyada örnek gösterildiği periyotta verdiğimiz bu mükafatı ayrıyeten manalı buluyorum.

“Sayın İlhami Atalay’ı da tebrik ediyorum”

Necip Fazıl Hürmet Ödülü’nü Hürmet Ödülü’nü tevcih edeceğimiz İlhami Atalay kardeşimiz mümtaz bir isimdir. Asırlara sari ulusal birikimimizi çağdaş sanatın imkanlarıyla harmanlayarak, manevi hassasiyetlerimizi de gözeten duruşun önde gelen temsilcisidir. Sayın İlhami Atalay’ı da tebrik ediyorum. Biz bu cins ödül merasimlerini hak teslimi olarak görüyoruz. Medeniyetimizin yine yükselişi yolunda fikirde, sanatta, kültürde de maziden atiye köprüler kurarak üstad üzere fikir sıkıntısı çekerek üreterek eser ortaya koyan, uğraş gösteren herkese tekrar şükranlarımı sunuyorum.

“Muasırı olduğu yazarlarla kıyaslandığında onun okurlarıyla kurduğu bağ da çok farklıydı”

Yahya Kemal’deki tarih şuuru, Ahmet Haşim’deki beşeri kaygı, Mehmet Akif’teki İslami hassasiyeti Necip Fazıl’da en ehil, faal, en çarpıcı tabire kavuşmuştu. Üstadın şiir, nesirde de büsbütün kendi şahsına münhasır bir stili vardır. Tercih ettiği orjinal sözler, özgün tamlamalar, yeri gelir öfkeyi, yeri gelir hicvi bir ortada kurmaktaki hüneri, ritmini kah artırıp, kah düşüren şekli muhataplarını adeta öteki bir iklime taşırdı. Lakin hepsinden öte ondaki yürek, cüret.

Yargıda girdi, çıktı fakat üstad yılmadı. Yeri geldi yargıçlar kendisine ‘artık bıktık senden’ dediklerinde ‘Siz hancı ben de bu davada yolcu epey, ben de bu hana daha çok uğrarım’ diyerek cevaplamıştır. Bizler de ondan aldığımız ilhamla inşallah bu yolda devam ediyoruz, devam edeceğiz. Muasırı olduğu yazarlarla kıyaslandığında onun okurlarıyla kurduğu bağ da çok farklıydı. Baskı devirlerinde sesini siyaset alanına yansıtmaktan yoksun kalmış kitleler, onun gür sadasında kendi iç seslerinin yankısını bulmuştu.

“Necip Fazıl’ın lisan hassasiyeti bu bakımdan çok büyük ehemmiyet arzeder”

Tek parti zihniyetinin inatla ve ısrarla yürüttüğü kelamda lisanda sadeleştirme faaliyetleri yaşanan altüst oluşunun en kıymetli sonuçlarından biriydi. Diliminizin musiki kudreti kazanması, sözlerimizin name hoşluğu alması için verilen onca emeğin, birikimin üzeri sinsice örtülüyordu. Asıl gaye devletimizin kuruluşlarına ve milletimizin gönlüne kazınan ecdadın izlerini sürmekti. Necip Fazıl’ın lisan hassasiyeti bu bakımdan çok büyük kıymet arzeder. Büyük Doğu’nun yayınının tekraren durdurulması onu yolundan döndürmeye yetmemiştir.

“‘Ayasofya bir gün açılacak’ derken daima bunu tabir etmişti”

Bugün Türkiye Yüzyılı diyerek yeni vizyon koyarken birebir vakitte üstadın da hayalini hayata geçiyoruz. Üstad şayet bugün yaşasaydı herhalde ‘müjdeler olsun size, doğdu batmayan güneş’ kelamını çok daha gür bir sada ile tekrar söylerdi. Üstad jenerasyonların çabası uğruna hayatlarını adadıklarını Ayasofya’nın ibadete açılmasından bile etkilenmeyenleri gördükçe, ahlakı olmayanın her çabayı yanlış bulan tutumunu hatırlatırdı. Bunu bize tekraren Sultanahmet meydanında, Cağaloğlu’nda Ulusal Türk Talebe Birliği’nen konferans salonunda tekrarlamıştır. ‘Ayasofya bir gün açılacak’ derken daima bunu söz etmişti. Rabbime hamdolsun onun o ideali, onun o gayesi gerçekleştiği üzere onun icrası da bize nasip oldu.”