Hatay’da Barınma Hakkı Platformu Kuruldu

(ANKARA) – Hatay‘da 6 Şubat’taki sarsıntılardan etkilenen yurttaşlar, barınma haklarına sahip çıkmak için farklı mahalle ve kuruluşların bir ortaya gelmesiyle Barınma Hakkı Platformu’nu kurdu.

6 Şubat sarsıntılarında büyük yıkıma uğrayan Hatay‘da yurttaşlar, ömürleri ve barınma haklarına sahip çıkmak için farklı mahalle ve kuruluşların bir ortaya gelmesiyle Barınma Hakkı Platformu’nu oluşturdu.

Ortak taleplerini ve kuruluş emelini duyurmak üzere düzenlenen basın açıklamasında platform ismine konuşan Gülhan Bilhan, şunları söyledi:

“Depremin üzerinden iki yıla yakın bir müddet geçmişken Hatay halkı olarak temel gereksinimlerimize dahi ulaşamıyoruz ve her alanda önemli uğraşlar içindeyiz. Bizler yaşamsal meselelerle boğuşurken riskli alan ile başlayıp Kentsel Dönüşüm Yasası ve değiştirilen Rezerv Alan Yasası ile devam eden süreçte kentimizi, kültürümüzü, tarihî dokumuzu da kaybetme riski ile karşı karşıyayız.

Rezerv alan maddesindeki belirsizliklerin giderilmemesi ve halka garanti verilmemesi; yasa değişmediği sürece yalnızca Hatay ya da zelzeleden etkilenen öteki 10 vilayet için değil tüm ülke için kanun yapıcıların ve kendileriyle iş birliği yapacak şirketlerin rantı, talanı ve yağmayı çarçabuk gerçekleştirebileceği bir alan açma tehlikesi barındırıyor. İktidar, kentteki inşa sürecini lakin bu maddeyle tamamlayabileceğini söyleyerek meskenleri yıkılmış vatandaşları çaresizliğe iterken, konutları yapabilmenin bir yolunun da binası hasarsız, az yahut orta hasarlı binaları yıkmaktan ve bunlarla birlikte boş yerlere el koymaktan geçtiğini söylüyor. Bu yolla meskeni yıkılıp rezerve mecbur hissedenle konutu az hasarlı yahut hasarsız olup rezervi istemeyeni karşı karşıya getirmiş oluyor.

“Karar süreçlerinin tümünde kelam sahibi olacağımız bir memleket kurmak istiyoruz”

Memleketimizin yine inşasında kelam sahibi olmak isteyen bizleri ısrarla görmezden gelen ve sürecin dışında tutan bu yaklaşım devam ettiği sürece yalnızca rezerv alan değil bütün sorunlarıyla memleketimizin tekrar inşasına dair aidiyet duygusu geliştirmemizin mümkün olmayacağı ve iktidarın dayatması ile halkın talepleri ve hislerinin karşı karşıya geleceği aşikar. Bu memleketin sokaklarında bir kere bile yürümeyenler, havasını solumayalar bir ortaya gelerek binlerce yıllık kadim geçmişe sahip bu memleketin insanına hiçbir şey sormadan bir kent kurmaya çalışıyor, yasalar çıkarıyor, malımıza el koyuyor üstelik bu belgisiz ve tehlikeli kanunla kendilerine güvenmemizi istiyorlar.

Kentin ruhunu, kültürünü, hayat biçimini bilmeyen kanun yapıcıların kuracağı bir memleket değil bilim insanlarının, tarihçilerin, kentin hafızasına hakim olan bizlerin öncülüğünde bizlere danışılarak ve karar süreçlerinin tümünde kelam sahibi olacağımız bir memleket kurmak istiyoruz.

“Sözünü verdiğiniz kalıcı konutları acilen ve bedelsiz istiyoruz”

Bu ortak histen hareketle farklı mahallelerden insanımızla; dernek, sendika ve meslek odaları ile yürüttüğümüz rezerv alan tartışmasına dair kıymetlendirme yolumuz ve uğraş çizgimizin başlıkları barizleşti. Hatay’ın yine inşa sürecinde evet/hayır tartışmasına boğulmadan ortak taleplerimizi yükseltebileceğimiz bir çaba platformu kurarak çabamızı en geniş tabanda sürdüreceğiz. Bizler, bu kentin yurttaşları olarak bu sorumlulukla kurduğumuz Barınma Hakkı Platformu’yla farklı mahallelerle, dernek, sendika ve meslek odalarıyla birlikte kentin kelamını söyleyebileceği bir alan açmak istiyoruz. Bunun için mahallelerle bir ortaya gelişlerimizde ortak taleplerimizi belirledik ve artık platformumuzun çatısı altında taleplerimiz için uğraş edeceğimizi basın ve kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Söz, yetki karar kentin asıl sahipleri olan bizlerde olmalıdır, diyerek çıktığımız bu yolda taleplerimiz nettir:

Sözünü verdiğiniz kalıcı konutları acilen ve bedelsiz istiyoruz.

Rezerv alan içindeki az hasarlı binalarımızın ve güçlendirilmesi yapılmış orta hasarlı binalarımızın yıkılmasını kabul etmiyoruz.

6306 sayılı kanunla birlikte bizleri bekleyenlerin bütün şeffaflığı ile ortaya koyulmasını ve kentin tekrar inşa sürecinin halkla birlikte yürütülmesini istiyoruz.

Hatay halkına karşın yürütülecek bir planın kesimi olmayı reddediyoruz.

Boş yeri, müstakil konutu olanların ya da daire sahiplerinin arsa hisseleri üzerinden hak kaybı yaşamasını kabul etmiyoruz.

Kentimizin renginin, kimliğinin, kültürünün, tarihinin, demografik yapısının bir bütün olarak korunmasını ısrarla ve inatla istiyoruz.

Geçen bir buçuk yıllık süreçte yetkililerin kelamlarına güvenemeyeceğimizi tekraren deneyimledik. Bundan sonrası için kelamla değil maddeyle teminat istiyoruz.”