Sarsıntıda yakınlarını kaybeden sıhhat çalışanı çift, yeni misyon yerinde birbirlerine dayanak oluyor

“Asrın felaketi” olarak nitelendirilen 6 Şubat sarsıntılarında birçok yakınını kaybeden çift, tüm acılarını bir kenara bıraktı. Sarsıntıların çabucak akabinde 6 yaşındaki çocuklarını komşularına emanet eden çift, depremzede vatandaşların yardımına koştu.

Çift, yaşadığı acıları unutabilmek için 6 ay evvel Kırklareli’ne tayin istedi. Kırklareli 112 Acil Sıhhat Hizmetleri İstasyonu’nda vazife yapan çift, hasta ve yaralıların imdadına tıpkı ambulansta yetişiyor.

Harun Kaya, 1-7 Aralık Acil Sıhhat Hizmetleri Haftası hasebiyle AA muhabirine, 2014 yılında misyon yaptığı Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde eşi Ebru ile tanıştığını söyledi.

Evlendikten sonra 2017 yılında memleketi Hatay’ın İskenderun ilçesinde misyona devam ettiklerini belirten Kaya, “Asrın felaketi” olarak nitelendirilen sarsıntısı yaşayanlardan biri olduklarını lisana getirdi.

Çok güçlü bir süreç yaşadıklarını anlatan Kaya, şunları kaydetti:

“Bu afette 112’ci olmak farklı bir histi. Orada yaşayınca ve sıhhat çalışanı olunca bu duruma çok daha farklı açıdan bakıyorsunuz zira sahiden birçok hayat sona erdi. Biz bunları gördük ve yaşadık. Birçok hayat da kurtuldu, kurtardık. Bunun verdiği memnunluk ve sevinç de farklı bir hoştu. O süreçte eşimle tıpkı işi yapmak zordu, çocuğumuzun olması başka bir zordu. Sarsıntının birinci anında çocuğumuzu inançlı bir noktaya aldıktan sonra yedek ambulanslarımızdan alıp alana çıktık. Kime yardım edebilirsek ne kadar yardım yapabilirsek ne kadar hayat kurtarabilirsek o kadar uygun kanısıyla zati alanda, sokaklardaydık. Birçok enkazdan da yaralı ve çocuk kurtardık.”

“Bu meslek katiyetle çok kutsal bir meslek”

Mesleğinin zorlukları kadar hoş yanlarının da olduğunu belirten Kaya, “Bu meslek katiyen çok kutsal bir meslek.” dedi.

Kaya, mesleklerinin sabır ve beşere hürmet mesleği olduğunu vurguladı.

“Bu mesleği yapanda vicdan olması gerekiyor; ciddiyet, beşere hürmet öncelikle olması gerekenler. Bunun yanı sıra baba olmak gerekiyor, babalık hissini bilmek ve çocuk hastalara bunu hissettirmek gerekiyor. Mesela zelzele anında aldığımız çocukların ne annesi ne babası vardı. Gözümüzün içine bakıyor o çocuklar, o anda bir baba şefkati yahut anne şefkati bekliyorlar senden. Senin ağzından çıkacak birinci söz o anda enkazdan çıkan çocuk için çok kıymetli. Onu rahatlatabilmen gerekiyor, o huzuru sağlayabilmen gerekiyor.”

Kaya, hasta yahut yaralı birini yaşama döndürmenin mutluluğunun anlatılamayacak kadar hoş bir his olduğunu vurguladı.

Eşi ile birebir mesleği yaptığı içinde kendini şanslı hissettiğini anlatan Kaya, “Eşlerin birbirlerinin yaptığı işi bilmesi çok kıymetli. Evlilik hayatındaki ahenkle ilgili çok değerli bir nokta zira bizi bizden öbür kimse anlayamaz. Nöbet temeline nazaran çalıştığımız için meskene gittiğimizde nitekim o nöbet makus geçtiyse benim yorgun olduğumu eşim çok net anlayabiliyor.” tabirlerini kullandı.

“Bu meslek sıkıntı bir meslek, insan hayatıyla uğraşıyorsun”

Ebru Kaya ise hayatlarının en güç günlerini sarsıntı bölgesinde yaşadıklarını vurguladı.

Her şeye karşın acılarını ve yakınlarını bir kenara bırakarak enkazdan çıkarılan vatandaşların yardımlarına gittiklerini belirten Kaya, “Zor bir süreçti. O gece çocuğumuzu komşumuza teslim ederek vazifeye gittik. Bu meslek güç bir meslek, insan hayatıyla uğraşıyorsun. ‘Bunu da yapsa mıydım? Sanki eksik mi kaldı?’ demememiz gerekiyor.” biçiminde konuştu.