İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hatay’da konuştu Açıklaması

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Siyaset yapmak isteyen varsa önümüzdeki günlerde seçim var. Herkes meydana çıksın siyaseti yapsın ancak spor alanlarını siyaset meydanına çevirmek isteyenler de biraz şurada devletin, milletin, sivil toplum kuruluşlarının ortaya koyduğu gayrete kulaklarını versinler.” dedi.

Soylu, Afet Uyum Merkezi’ndeki toplantının akabinde yaptığı açıklamada, bir yandan kaldırılacak bina enkazlarıyla ilgili çalışmaları sürdürdüklerini, öteki taraftan da süreksiz barınma alanlarında ömür standardını mümkün olduğu ölçüde yükseltmek için uğraş gösterdiklerini söyledi.

Deprem bölgesinde standardı yükseltmek durumunda olduklarını vurgulayan Soylu, “Çamaşır makinesinden tuvaletine, banyosuna kadar bu insanların günlük gereksinimlerini karşılamak için uğraş sarf ediyorsunuz. İnsanların büyük kısmı köylere gitmişler yahut köylerde konuk olarak kalıyorlar. Onların gereksinimlerini gidermek durumundasınız. Tekrar arkadaşlarımızla birlikte tahlil bulmaya çalıştığımız konteyner kentler, bunların altyapısı, talep ve yerleştirilmesi, çadır kentlerin standartlarının daima yükseltilmesi. Ulusal Eğitim Bakanlığımızın oluşturacağı, çocukların eğitimleri için çadır kentler ve öteki yerlerdeki hazırlıklar… Çocukları görüyoruz, ‘8. ve 12. sınıfız, ders kitabına muhtaçlığımız var’ diyorlar. Bunları sağlamak durumundayız. Birçok faktörü arkadaşlarımızla kıymetlendiriyoruz. Şu ana kadar Hatay 100 bin çadıra geldi. Öteki vilayetlerimizde bu noktaya gelen, gelecek olan var. Hatay’da Altınözü, Yayladağı, Arsuz üzere yerlerde nüfus biraz daha arttı. Oraların tahkim edilmesi lazım.” diye konuştu.

“Siyaset yapmak isteyen varsa önümüzdeki günlerde seçim var”

Soylu, her sıkıntıyı ince ince kıymetlendirerek devam ettiklerinin altını çizerek, şunları kaydetti:

“Kimliklendirme ve DNA çalışmaları devam ediyor. Üstten aşağı tek tek bakıyorsunuz. Suriyeli kardeşlerimizin kimliklendirmesi devam ediyor. Birçok sorun var, bütün arkadaşlarımız hepsiyle tek tek ilgileniyor, uğraşıyor. Sıhhat açısından suyun klorundan tutun da bütün hijyenine kadar her türlü adım atılıyor. Onlarca takım, sıhhat taramaları yapıyor. Sıhhat ocakları ve aile doktorları taramalarını yapıyor. Off-road araçlarıyla köylere gidiyorsunuz, köylerde, kentlerde yıkımlar var. Bütün bunların hepsi bir iş süreci içinde yürümektedir. Siz bunları yaparken diğerleri da siyaset inşa ve bina etmeye çalışıyor. O da başka bir felaket. Bugüne kadar ‘Kardeşlerim neye gereksiniminiz var?’ diyen herkese kapı açık. Kimseye bir şey söylüyor değiliz. Herkese bu problemde, daima birlikte yapılması gerektiğini tabir ederek yürümeye çalışıyoruz ancak öteki tarafta kederleri öbür olanlar…”

Bakan Soylu, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Siyaset yapmak isteyen varsa önümüzdeki günlerde seçim var. Herkes meydana çıksın siyaseti yapsın lakin spor alanlarını siyaset meydanına çevirmek isteyenler de biraz şurada devletin, milletin, sivil toplum kuruluşlarının ortaya koyduğu gayrete kulaklarını versinler. Burada beşerler yaşıyor ve yeni bir hayatı oluşturmak için gayret sarf ediyor. Millet seçimde kararını verecektir aslında. Buradan ‘Acaba bir şey oluşturabilir miyim?’ diyenler olabilir. Burada bizim zelzele problemine gömüldüğümüzü zannedenler, güvenlik sıkıntısında kalkanlarımızı kaldırmayacağımızı zannetmesinler. Burada insani bir sıkıntı yürütüyoruz. Kendimizi sahiden bu probleme gömdük, devam ediyoruz. 3-4 tane bu tip sorunun uyumuna ve mühendisliğine soyunan adamlara da Türkiye’nin geleceğini karartma hakkı verilmez. O denli bir süreç kelam konusu olmaz. Bizim mesaimizi bölmesinler. Biz mesaimizi de böleriz ancak mesaimizi bölmesinler. Mesaimizi bölerlerse, altını çizerek söylüyorum, bu milletin karşı karşıya kaldığı süreçte bu millete haksızlık ederler. Biz o haksızlığın yapılmasını istemiyoruz. Mesaimizi bölmek isterlerse rahat böleriz, hodri meydan. Türkiye’nin güvenliğiyle ilgili hiç kimse bilek güreşine girmesin, tavsiyem odur. Marjinal bir başla, zekayla bu milletin karşı karşıya kaldığı bu süreci zehirlemeye çalışmasınlar. Buyrun her şeyi söyleyebilirsiniz, ortaya koyabilirsiniz, heybenizdekini dökebilirsiniz. Devletin ve milletin buradaki mesaisini bölmesinler.”