Taşı betona vurarak enkazdan oğlunun kurtarılmasını sağlayan baba buruk sevinç yaşıyor

“Asrın felaketi” Kahramanmaraş merkezli sarsıntıdan etkilenen Hatay’ın Antakya ilçesindeki 5 katlı apartmanın enkazından 63 saat sonra çıkarılan lise öğrencisi Gürkan Öztürk’ün babası yaşadıklarını anlattı.

Ürgenpaşa Mahallesi Altınevler Sitesi’nde, ders çalışmak için gittiği ve yalnız kaldığı dedesinin meskeninde zelzeleye yakalanan 19 yaşındaki Gürkan Öztürk’ün kurtarılması için büyük gayret gösteren baba Ertuğrul Öztürk, oğluna kavuşmanın buruk sevincini yaşıyor.

Baba Öztürk, AA muhabirine, pazartesi sabahı saat 04.17’de büyük bir sarsıntıyla uyandıklarını söyledi.

Kurtarma çalışmalarında görevlilere nokta atışı yer tespiti yaptı

Öztürk, etraftakilere ve yaşananlara aldırış etmeden enkazda arama çalışmasına başladığını vurgulayarak, yaşadıklarını şu sözlerle lisana getirdi:

“Balkonun önündeki bütün perdeleri kestim. Hafriyatları temizledim. Bel fıtığım da vardı. Güç koşullarda yaptım onu da. Binanın batı tarafında ‘baba’ diye ses duydum. Betonun üzerine yattım, aldığım taşı vurmaya başladım. Vurdum vurdum dinledim. Dönüş oldu derinden. Dönüş olunca tekrar ses verdim. ‘Beni duyuyorsan dönüş yap.’ dedim. Reaksiyon gösterdi, taş sesi gelmeye başladı. O durumda her taraf yıkılmış, felaket. Yardım çok güç bir iş yani. Devletin de işi güç. O denli bir durumda lakin bizlere iş düşüyor. Bizleriz devlet. Biraz yağmurda da tekrar devam ettim. Her 15 dakikada bir taşla haberleşerek iki günü geçirdik. Gelen AFAD görevlilerine, ‘Çocuk burada yaşıyor, reaksiyon var.’ dedim. Kendilerine de dinlettim. Askerimiz, Romanya arama kurtarma grubu, AFAD ve İstanbul’dan gelen takımlar işi sıkı tuttu. Özveriyle üçüncü kattan bloku delerek aşağı kadar indi. Ben de yerini izah ettim. Tıpkı dediğim yerden çıktı.”

Oğlunun enkazdan kurtarılmasının sevincini buruk yaşadığına işaret eden Öztürk, hastane sürecinin akabinde Ceyhan ilçesindeki ağabeyinin konutuna geldiklerini aktardı.

“O hali insanların görmesini de istemiyorum”

Öztürk, oğlu Gürkan’ın şu anda kapı sesinden bile huzursuz olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Bazı seslerden korkuyor, hala adapte olamadı. Sağ salim nefesini aldık lakin gönlümüz, yüreğimiz hala orada. Orası bir can pazarı. Hepimizin, devletimizin başı sağ olsun. O apartmandan Gürkan dışında sağ çıkan olmadı. Oraları kazdık. Hava koşulları da çok zordu. Don oldu, üzerim de ıslaktı. Ellerimle kazmışım, dizlerim falan berbattı. Yani o hali insanların görmesini de istemiyorum. Bir bardak su vardı, biter diye de içmedim. Daima ağzımı çalkaladım, gibisi şeylerle devam ettim. Bu gayretle Allah bugüne getirdi. Yüreğimiz hala orada.”

Milli Eğitim Bakanı Özer’den “geçmiş olsun” telefonu

Oğlunun, kurtarıldığında ambulansla taşınırken sıhhat işçisiyle yaptığı sohbette, “enkazda ders kitaplarının kalmasına üzüldüğünü” söylemesiyle dikkati çektiğini anımsatan baba Öztürk, “Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer de beni aradı ve geçmiş olsun dileklerini iletti ve tüm kitap gereksinimlerinin karşılanacağını söyledi. Devletimize teşekkür ediyoruz.” tabirini kullandı.